11 Temmuz 2013 Perşembe

Ateizm nedir ?

Hangi dini inanış olursa olsun, temelde yaptığı;
belli bir yaşa kadar soyut ve somutu ayırt etme yetisine sahip olmayan çocuklara kendi inanç sistemlerini sistematik olarak vermektir. Bu davranış, inançları kalıcı olarak, nesilden nesile aktarılmayı amaçlar.

Soyut ve somutu ayırt etme özelliğini elde etmemiş bir çocuğa, aslında sizin uçabilme yeteneğinizin olduğunu söylerseniz inanır, dünyanın düz olduğunu ve 5 tanrı tarafından 15 günde yaratıldığını söylerseniz de size inanır. Saçma olan bu düşünceler veya  örnekler çoğaltılabilir fakat bu düşüncelerin tamamı doğru bir ifadeyle hiçbir kanıta sahip olmamasıdır.


Sinirlenerek, “Bu yazı tam bir saçmalık! Dünya allah tarafından yaratılmıştır.” şeklinde düşünebilirsiniz ve fakat acaba, henüz soyut-somutu ayırt edemezken, ihtimalen 13 yaşına gelmemişken dünyanın 15 tanrı tarafından 1 saatte yaratıldığını öğrenseydiniz ve size bu empoze edilseydi, yine de şu an inandığınız düşünceyi mi savunurdunuz acaba ?


Bu pek mümkün görünmüyor. Çünkü, istatistiksel olarak bireyler, yaşadığı ülkede hakim olan dine mensup olurlar.

Yahudiler , “Dünyanın nasıl oluştuğu konusunda bizim inancımız doğru.” diyorlarken ,
müslümanlar da aynı şekilde “Dünyanın nasıl oluştuğunu en iyi bizim inancımız açıklar.” diyor. Tüm dinlerin ortak noktası var ki; bu soru dahil birçok soruya kanıt yoluyla cevap verememeleri.

Çocuklara dini inancın, henüz onlar soyut-somutu ayırt edemiyor iken, -dolayısıyla kendi aklı ile doğruyu aramasına izin verilmiyorken- dini inancın yerleştirilmesinin doğru değildir. Ve reddedilmelidir. Ateisler bu davranışı temelden redderler.


Arthur  Schopenhauer’in Dünya, 15 yaşından küçük çocuklara din dersi vermeyecek kadar dürüst olursa, belki o zaman ona umut besleyebiliriz.” sözü çok çarpıcı bir gerçeği ifade eder.


Eğer seçtiğiniz -veya size öğretilen, empoze edilen- dinin mantığa ve akla uygun olduğunu düşünüyorsanız, çocuklarınızın soyut-somutu ayırt edebilecek yaşa yani kendi varlıklarını doğru sorgulayacak yaşa geldiğinde bırakın kendileri karar verip seçsin, eğer seçme şansı size verilmemiş ben niye seçme şansı vereyim diyenlerden değilsenız bunu mutlaka yapın.


Ayrıca şunu unutmayınız, inancı yayma ve kalıcılaştırma örgütlü dinlerle, devlet  polis ya da asker kuvvetleriyle koruma altına alınmıştır bunu unutmayınız, buna karşılık, varoluşlarını inanç yerine bilimsel temeller ile tanımlayanlar yani genel ve fakat bir o kadar yanlış deyiminizle "inanmayanlar" genellikle tekil, münferit ve örgütsüzdürler ve her an dinsiz diye tanmlanarak fiziksel olarak şiddete kadar uzanan eylemlere belkide ölüme varan eylemlere maruz kalırlar.


Varoluşunu sorgulama-betimleme-inanmama hakkının da bir insan hakkı olarak, biraz zor ama yine de tavizsiz uygulanacağı bir dünya ve ülke umut ediyorum.

Bunlar benim düşüncelerim ve fakat ateizm ile ilgili aşağıda uzun bir yazı ekliyorum, umarım sıkılmadan, az bir sabırla okursunuz.



Ateizm öncelikle yaşadığımız çevrenin işleyişini (fiziksel  dünyanın işleyişini) açıklamada inanç yerine akıl yürüterek (yer yer bilimsel kanıtlara başvurarak) açıklama olarak tanımlanır, yani akıl yürütme yöntemidir.


Bilinenin aksine dinsislik değildir, ateizm dinin karşıtı olarak algılanır, bu düşünsel ve eylemsel olarak sonu iyi olmayan sonuçlar verir ve tarihte bunun binlerce irili ufaklı örnekleri vardır.


Ateist, Tanrı veya Tanrıların varlığını hayal ürünü bulan kişidir. Ateizm bir inanç değildir.

Çoğu zaman yanlış ifade edildiği şekli ile (tanrıtanımaz kelimesinde olduğu gibi) tanrıyı inkar eden kişi hiç değildir.

Çünkü “inkar” varolan bir şeyin reddedilmesi anlamı taşır, oysa ki var olan bir tanrıyı reddetme fikrine atıfta bulunduğu için ateistler tarafından kabul görmez.
Ateizm inanç koşullanmalarını, hayali yaratıkları ve olayları reddeder. Ateist bakış açısıyla tanrının yanı sıra tüm metafizik inançlar ve tüm ruhani varlıklar da reddedilir.

Ateizm sıklıkla “dinsizlik” ile özdeşleştirilse de, Budizmi gibi bazı dinlerde de tanrının varlığına rastlanılmaz.

Bu yönüyle ateizm ile dinsizlik birebir örtüşmez. Deist akımlara bakıldığında da, tanrıya inancın olduğu ancak dinlerin kabul edilmediği görülür.
Ateizm, yaratıcı ve müdaheleci bir tanrıyı kabul eden teizm ile yaratıcı ancak müdahaleci olmayan bir tanrıyı kabul eden deizmden temelde ayrılır.
Ayrıca, tanrının varlığı ve yokluğu konusundaki soruları “cevapsız” veya genel deyimle “cevaplandırılamaz” diyerek cevapsız bırakan Agnostizmden de ayrılır.

Ateizmin ontolojik temeli Materyalizmdir. Başka bir ifade ile Ateizm, “varlık” olarak ölçümlenebilen veya gözlemlenebilen evreni (Fizik Evren) kabul eder.

Burada belirtilmesi gereken nokta, insan algısının ötesinde olan ancak ölçümlenebilen bir varlık veya varlık alanı Fizik Evren’e aittir ve reddedilmez.
Metafizik, ölçümlenip gözlemlenebilen evrenin ötesinde kalan bir varlık alanı iddiasındadır.
Ateizm, evrenin işleyişi ve nasıl oluştuğu ile ilgili açıklama getirmez ancak ateistlerin büyük kısmı ölçüm ve gözlem yöntemiyle bilgi üreten bilimin açıklamalarına başvuruda bulunur.

Günümüzde, Dünya nüfusunun % 2.3’ü kendini ateist, %11.9’u teist olmayan (non-theist) olarak tanımlamaktadır. Bu oran Rusya’da %48’in üzerine çıkmakta, Japonya’da ise %64 ila %65 arasında seyretmektedir. Avrupa Birliğinde oran, %6 ile İtalya ve %85 ile İsveç arasında değişkenlik göstermektedir. Türkiye’de ise oran %2,5-%3 arasındadır.


Ateisler evreni (Fizik Evren) sonsuz olarak kabul ederler, sonsuzluk beraberinde getirdiği sorunlarla uğraşmak yerine onu bilimsel olarak tanımlanacağı zamana bırakır, en yalın haliyle güncel olanı açıklamaya çaba sarfeder.

Örneğin insanın öğrenme üzerine kurulu düşünce sistemindeki öğrenme sürecini kısıtlayan inanç sistemini yerine sorgulama ve yeniden sorgulayarak sürekli bilginin artmasına neden olacak süreçler geliştirir.

Tanrıtanımaz olarak eleştirilere deyim yerindeyse bıkıp usandıklarından bu kısmen felsefi olarak hor görmelere yanıt vermek amacıyla 7 temel başlık altında toplayıp cevap verirler;


İlk neden

Teist fikirde öne sürülen “ilk neden” savına ateistler, bu ilk neden fikrinin Tanrı’ya uygulanmıyor oluşundan ötürü karşı çıkmaktadır. Bu hususta tüm ateistler arasında görüş birliği söz konusudur. Teistler ise, Tanrı’nın “ilk neden” olduğu için Tanrı olduğunu, Tanrı’nın da nedenini düşünmenin kısır döngüye neden olacağından mantıksız olduğunu savunur.

Düzen

Evrenin düzenli ve uyumlu olduğu fikrine ateistler birkaç noktada karşı çıkmaktadırlar. Bunlardan ilki, kaotik evrende düzenli alt parçacıkların olabileceği fikridir. İkincisi, herhangi bir düzenin kesin olarak zeka gerektirdiği görüşünün dayanak açısından yetersizliğidir.
Ahlaksal savlar ve adalet fikri
Tanrı olmazsa ahlak veya adalet olmayacağı savına ise ateistler, bunun sadece insanca bir temenni olduğu ve bir varlığın ispatı için herhangi bir delil niteliği taşımadığı gerekçesi ile karşı çıkmaktadırlar.

Sonsuzluk

Sonsuzluk fikrini insanın kavrayamaması ile sonsuzluğu kavrayabilen bir varlığın var olması arasında nedensel bir ilişki göremeyen ateistler, bu iddianın hiçbir şekilde kanıt içermediğini savunmaktadırlar.

İmam Gazali’nin kanıtı

ya varsa” ile özetlenebilecek bu iddiaya göre inanan insanın kaybedecek bir şeyi yoktur,
ancak inanmayan insan sonsuz hayatı kaybedeceği gibi cehennem azabı ile karşılaşacaktır.
Bu fikir, ateistler arasında “tüccar mantığı” olarak değerlendirilmektedir.
Ateistlere göre, bir şeyin var olması ile değil de bu işten çıkar sağlamaya odaklanan politik anlayışların felsefi açıdan herhangi bir değeri yoktur.

Her şey mümkün olanın en iyisidir

Doğadaki ahenk ve uyum konusundaki teist iddiası konusunda ateistlerin görüşü tamamen doğal seçilimle ilintilidir. Uyumlu olmayanın elenmesi ilkesine dayanan bu olay sonucunda ortaya son derece uyumlu bir yapı çıkmaktadır. Bu olgudan yararlanan ateistler, teistleri “insan burnunun gözlük takmak için yaratıldığı” örneğiyle de eleştirirler.

Mantıksal ve Ontolojik kanıtlar
Mantıksal akıl yürütmelerle Tanrı’nın varlığını ispatlama çabaları olarak kısaca özetleyebileceğimiz bu maddenin en bilinen örneği Descartes’in tanrı kanıtıdır. Bu kanıt, Tanrı’yı düşünüyorsak demek ki o vardır, olmayan bir şeyi düşünemeyiz temeline dayanır. Ateistler bu iddiaya pek çok hayali kahramanla karşılık vermektedirler. Kanatlı at pegasusu, boynuzlu at unicornu ya da Noel Baba’yı da aklımızda canlandırmamıza rağmen gerçek hayatta karşılıklarının olmadığını ifade ederler.

Son sözüm şunlardır;


Sabit inançların reddi

Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyet’in en önemli ortak noktası ve en temel özelliği mutlak bir tanrıya olan inançtır.
Her üç dinde de tanrının evreni yoktan var ettiği ve tüm yaratıklarının üzerinde mutlak hakimiyeti olduğu inancı vardır.
Tanrının yaratıklarından olan insan ise yaratıcısına mutlak bağımlıdır, günahkardır ve hayatı, ancak tanrısının buyruklarını sorgusuz yerine getirdiği sürece bir anlam kazanabilir.
Ateizmin  böylesi bir inanışı reddeder.

Ateizm tanrı düşüncesinin yanı sıra tüm “ruhani varlıklar” düşüncesini de reddeder.

Ruhani varlıklar dini sistemlerin temel direklerini meydana getirdiği için buradan ateizmin tüm din düşüncelerini de reddettiği sonucu çıkar.
Yani ateizm, Yahudi geleneğinini yanı sıra Dinka ve Nuer gibi Afrika din düşüncelerinin de, Roma ve Yunan medeniyetlerinin antropomorfik tanrı düşüncelerinin de, Hinduizm ve Budizmin gibi ruhani kavramlarının da reddidir.

Bununla birlikte çok geniş, tarihi, kültürel, bilimsel ve felsefi temelleri olan ateizmi sadece “tanrı ve din düşüncesinin reddi” olarak tanımlamak yetersiz bir açıklama olur.


Felsefenin temel sorunu, maddecilik ve idealizm

Kelime anlamı olarak maddecilik demek olan materyalizm, madde dışında hiçbir gerçekliğin olmadığını savunan felsefi görüştür.
Ateizmin de en temel felsefi dayanağı olan materyalizm, madde temeline dayandığı için ruh, cin, peri, tanrı, şeytan gibi doğaüstü (madde üstü) tüm düşünce sonucunda oluşan kavramları reddeder.

Maddeci öğretinin geniş kitleler tarafından anlaşılmasına önemli katkıları olan Marksist filozof Georges Politzer maddeciliği, “...belli ilkelerden hareket ederek doğa olaylarını ve bunun doğal sonucu olarak toplumsal yaşamın olaylarını anlama ve yorumlama tarzı...” olarak tarif eder.